“Bu defa bir başkası gibi davrandığına şahit oluyorum,” dedi Dost
Oysa bir kerecik olsun, sadece yaşamayı denemek istemiştim
Kelimelerden ördüğüm yüksek duvarların berisinde
Bir başıma ve ayrık kalmadan…
Yazmanın, hangi ucundan tutarsam tutayım
Onun, her türlü kaderim olduğunu unuttuğumdan değil
Yazmaktan vazgeçtiğim bir hikâyeyi
Yaşamakla takas edebilirim belki diye umut ettiğimden
Böylesi bir pazarlığın, beni içten içe tüketeceğini tahmin etmemiştim
Yazmak, yaşamak biçimimdi benim her hikâyeyi
Başka türlü bir yaşamanın içinde
Ne vakit bana avuç içi kadarlık bir yeryüzü kalmıştı ki?
Sustuklarımın beni zehirlediğini yıllar önce öğrenmişken
Ansızın peydahlanan,
Bu yersiz yurtsuz korkunun esiri olmak
Hangi sözcükten sebep biliyorum…
Peki ya bu birdenbire soluksuz bırakan
Henüz farkına vardığım ve beni dehşete düşüren
Bu gizli ve usul intiharım…
Delirmiş olmalıyım bir ara!
“Yaz artık,” dedi Dost
“Vakit geldi mi sence?” dedim
“Sence?” dedi
“Ölmekten korkuyorum,” dedim
“O halde başla. ŞİMDİ!” dedi, suretinde Tanrı’yı gördüğüm can
İrem Yerlikaya – İncelikler Yüzünden